KOCAELİ (İHA) – Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Kocaeli’de değerli açıklamalarda bulundu. TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Başkan’ın sıhhat durumu hakkında konuşan Bakan Tunç, “Düne göre daha düzgün olduğunu öğrenmemiz bizler için değerli gelişme. Yarın DEM Parti heyeti ile Adalet Bakanlığı’nda randevulaşmıştık. Terörsüz Türkiye süreci kapsamında tabir edecekleri konular vardı. Sırrı Süreyya beyin rahatsızlığı sebebiyle bunu biraz ötelemek durumunda kaldık” dedi.
“Görüşme ileri bir tarihe ertelendi”
Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu’na katılmak üzere Kocaeli’ne gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç önemli açıklamalarda bulundu. TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Başkan’ın sıhhat durumuyla ilgili konuşan Bakan Tunç, “Hepimizi derinden üzdü. Kendisine acil şifalar diliyoruz. Evvelki güne durumunun daha yeterli olduğunu tabipler tabir ediyorlar. Cuma günü için DEM Parti heyeti ile Adalet Bakanlığı’nda randevulaşmıştık. Terörsüz Türkiye süreci kapsamında tabir edecekleri konular vardı. Sırrı Süreyya beyin rahatsızlığı sebebiyle bunu biraz ötelemek durumunda kaldık. Odaklandığımız nokta Sırrı Süreyya Öncü’nün sıhhatine kavuşması. Bir an evvel eski haline gelmesi ve ortamıza katılması. Kendisi uzlaşmacı kişiliği ile bu sürece değerli katkılar veriyordu. Terörsüz Türkiye’ye inanan bir kişiydi. Daha evvelki görüşmelerimizde, cezaevinde bulunan tutuklu ve mahkumların kuralları ile ilgili olarak bir ekip talepleri oluyordu. Mevzuatımız çerçevesinde yapılabilecek konular esasen kanun çerçevesinde yapılıyordu. Bilhassa hasta tutuklu ve mahkumlar, tedavi süreçleri, infaz kaideleri ile ilgili bir kadro taleplerde bulunmuşlardı. Yapılan çalışmaları bu görüşmede değerlendirebilirdik. İdare ve gözlem kurulu kararları ile ilgili talepleri vardı. Yapmayı planladığımız görüşmede bunları lisana getirebilirlerdi. Artık ileri bir tarihe ertelemek durumunda kaldık. Asıl değerli olan Sırrı Süreyya Başkan’ın bir an evvel sıhhatine kavuşması. Düne nazaran daha güzel olduğunu öğrenmemiz de bizler için kıymetli gelişme. İnşallah bir an evvel sıhhatine kavuşur ve ülkemiz için 40 yıldan bu yana ülkemize ayak bağı olmuş, ülkemizin kalkınmasında en büyük mani olan terör belasından kurtulma sürecine tekrar kaldığı yerden takviye vermeye devam eder” diye konuştu.
“Her hangi bir af kelam konusu değil”
10. Yargı Paketi ile ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Yılmaz Tunç, “Yeni Yargı Islahatı Strateji Evrakımızın de birinci paketi olacak. Belirlediğimiz 264 gaye var. Bu amaçları aşikâr bir takvime bağlamış durumdayız. Uygulama takvimi yeterince, yasal düzenleme gerektiren konuları, teknik çalışmaları, taslakları biz milletvekillerimize arz edeceğiz. Uygulamadan kaynaklanan konuları zati idari kararlarla gerçekleştirmenin çabası içerisinde olmaya devam edeceğiz. Bu, ıslahat dokümanımızın birinci paketi olacak, ceza adaleti ile ilgili. Ceza adaleti dediğimiz vakit, yalnızca infaz kademesi değil, soruşturma, kovuşturma ve sonrasında da infaz evresi. Üçü de, birbirinden kıymetli basamaklar. Bu üç basamağın da tek hedefi ceza adaletini sağlamak, toplumu hatadan korumak, cürümle çaba etmek, toplumsal barış ve huzuru sağlamak. Soruşturma, kovuşturma, infaz basamakları ile ilgili kimi düzenlemeler olacak. Teknik çalışma devam ediyor. Kanun yapma yetkisi milletvekillerimizin. Biz onların görüşlerine arz edeceğiz. Pakete ekleyebilecekleri, çıkartabilecekleri konular olabilir. Takdir büsbütün meclisimizin. Bilhassa kamuoyuna yansıyan kimi düzenlemeler var. Trafik kabahatleri ile ilgili İçişleri Bakanlığı’mızın idari para cezalarındaki caydırıcılıkla ilgili bir çalışma var. Tıpkı vakitte, trafik hatalarında, toplumda çok büyük rahatsızlık oluşturan, TCK’da da düzenlenmesi gereken konular var. Trafikte yol kesme, maganda, kent eşkıyası dediğimiz, kıymetli günlerde, kutlamalarda, düğünlerde silah kullanılması ve bunun tatsız olaylara sebep olması üzere bir çok konu pakette yer alacak. Bilişim cürümlerinin önlenmesi ve yargılama süreçlerinin süratli formda sonuçlanmasıyla ilgili değerli düzenlemeler olacak. Kontrollü hürlük, tutuklama önleminden kaynaklanan birtakım tenkitleri karşılayacak düzenlemeler de olacak. Kamuoyunda af olarak bedellendirilen konu bir sefer yanlış anlaşılma. Burada her hangi bir af kelam konusu değil. Bu türlü bir gündemimiz de bizim kelam konusu değil. Bilhassa Ceza İnfaz Kanunu’nda yapılacak olan düzenlemeler, cezaevindeki kaideler, hasta mahkumların kuralları, onların alternatif infaz yollarından yararlanabilmeleri, belirli yaşın üstündeki mahkumlar ile ilgili kimi kabahatler hariç tutulmak kaydıyla bunlar milletvekillerimizin takdirinde olan konular. 55 bin kişinin affedileceği değerlendirmesi yanlışsız değil. Covid müsaadesi vardı, 2023’ün 31 Temmuz’unda bu sona ermişti. Covid vaktinde üç yıl boyunca açık cezaevindeki mahkumlar müsaadeye gönderilmişti. Kapalıdaki mahkumlarda üç yıl erken açık cezaevine çıkarak, oradaki sıhhat riskini ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeyi meclisimiz yapmıştı. 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle kararları katılaşanlar ve cezaevinde bulunanlar bundan yararlanabildi. 31 Temmuz 2023 tarihinde kararı mutlaklaşmış, cezaevinde bulunanlardan evvel kabahati işlediği halde yargılaması uzun sürdüğü için, kendisinden kaynaklanmayan bir sebeple bundan yararlanamadığını tabir eden vatandaşlarımız var. Bunların talebiyle ilgili kıymetlendirme kelam konusu olabilecek. Bu meclisin takdirinde olan konu. Milletvekillerimiz elbette kıymetlendirecek. Biz tahlile yönelik taslağı onlara arz edeceğiz. Burada bilhassa 4’te 4 dediğimiz, ikinci kere tekrarlanmış olanların bir talebi kelam konusu. Bir kişi hata işlediğinde kaideli salıvermesi birinci cürümde 1/2, ikincide birtakım kabahatler hariç 3/2. Üçüncü cürümde ise tamamı infaz edilir. Birtakım vatandaşlarımızın kolay üç cürmü işleyen, ikinci kere yinelenmiş olanlarla ilgili 4 te 4 uygulamasının, yani cezasının tamamının cezaevinde çekilmesinin, kurallı salıvermeden yararlanmamasının mahsurlarının olduğu tarafında uygulamadan ve akademisyenlerden de görüşler almıştık. Cezaevindeki âlâ hal koşullarının düzenlenmesi ve cezaevindeki sistemi sağlamaya yönelik, bilhassa 4’te 4 infaz yerine, 4’te 3 üzere bir alternatif değerlendirmesi konusunda bir görüş var. Biz teknik taslak olarak hazırladık, milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz. Ne kadar kişi yararlanacak işin o tarafında değiliz. Bu düzenleme büsbütün ceza adaleti sistemiyle ilgili konu. Kişi sayısı ile ilgili ölçtüğününüz vakit yanlış sonuca varırsınız” tabirlerini kullandı.
CHP kurultayı ile ilgili soruya da karşılık veren Bakan Yılmaz Tunç, “CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na ait şikayetleri yeniden CHP’nin delegeleri yapmıştı. Hatay Büyükşehir Belediyesi eski başkanı başta olmak üzere kimi delegeler savcılıklara başvurdu. Evvel Bursa sonra Ankara’da yetkili yangı yeri olarak soruşturma devam etti. Şikayetler oldu, sonra delegeler gelip tabirler verdiler. Oradaki soruşturma devam ediyor. Bir şikayetin yargı tarafından değerlendirilmemesi kelam konusu olamıyor. Bir grup sözler, argüman edilen mevzular varsa bunu tespit edecek olan Cumhuriyet Savcılığı’dır. Başka yandan da Asliye Hukuk Mahkemesi’nde de tekrar CHP’li delegeler tarafından açılan kongre iptal davaları var. Önlem kararı reddedilmişti. Şimdi daha duruşma basamakları başlamadı lakin dün akşam, birtakım toplumsal medya mecralarında maalesef halkı aldatıcı bilgiyi yayma cürmünü teşkil edebilecek paylaşımlar oldu. Bunlar gerçek değil. Hakim ve savcılar, yargı sürecini, ne yapacaklarını, toplumsal medyadaki bu paylaşımları yapanlarla, paylaşacak durumda değiller. Yargı kendi mecrasında yürür. Kimin tutuklanacağı, ‘Şu hür kalacak, şu tutuklanacak’ formunda şahısların toplumsal medyada paylaşım yapması, büsbütün dezenformasyon gayelidir. Bu cins paylaşımlar hakikat değildir, prestij edilmemesi gerekir ve bunların ziyanlı sonuçları olur. O paylaşımlar nedeniyle huzursuz olan beşerler olabilir, iktisada ziyan verme durumu olabilir. Tüm bunlar yanlışsız şeyler değil. Yargı süreçleri aslında kendi mecrasında işler. Önden bir grup açıklamalar yapmak gerçek değil. Toplumsal medya kullanıcılarının dezenformasyon teşkil edebilecek paylaşımlardan kaçınması gerekir” biçiminde konuştu.
TBMM Başkanvekilinin, Anayasa Mahkemesi kararının sonuç kısmını okumasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Zaten küme başkanvekilimiz, meclis liderimiz tarafından değerlendirildi. Meclisin çalışma sistemi belirlidir. İç tüzüğündeki kurallar çerçevesinde meclis çalışmaları yürütülür. Bu kuralın dışına çıkarak, farklı çalışmalar içerisine girmek meclisin saygınlığına da gölge düşüren konulardır. Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın kararı ortadadır. Mahallî mahkemenin ve Yargıtay’ın vermiş olduğu sonrasında meclis tarafından okunmuştur. Yine yargılama kelam konusu olmadığı için kesin karar devam etmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin kararının orada okunması sonuca tesirli bir durum değildir. Bilhassa Sırrı Süreyya Öncü’nün rahatsızlığı sebebiyle milletvekillerinin çoğunluğunun orada bulunmadığı, meclisin çalışmalarına orta verilecek ortamda bu türlü bir gayret içerine girilmesi çok şık olmamıştır. Aslında gerekli karşılığı Numan Kurtulmuş bu bahiste vermiştir” dedi.
Teknolojinin artması ve internet çağının bilişim cürümlerini arttırdığına dikkat çeken Bakan Tunç, “Yargının belli bir iş yükünü, toplumsal medyada, internette işlenen yalnızca hakaret, tehdit cürümleri değil, kişilik hakları, özel hayatın korunması değerli. İnternet yoluyla dolandırıcılık, yasa dışı bahis üzere konularda maalesef son vakitlerde artmaya devam ediyor. Bizim yargı paketimizde bilişim cürümlerine yönelik değerli düzenlemeler olacak. Toplumsal medya ile ilgili olarak, bir özgürlük alanı fakat özgürlüğünde bilhassa temel haklar bakımından baktığınız vakit, bunun sonları vardır. Gerçek hayatta kabahat teşkil ediyorsa, bunun internette işlenmesi de tıpkı biçimde kabahattir. Bizim bu konuda kanunumuz var” diye konuştu. – KOCAELİ
