5-7 Mayıs tarihleri ortasında düzenlenen kongrede fesih kararı alan terör örgütü PKK, bu kararı yazılı bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu. Açıklamada örgütsel yapının feshedilmesi ve silahlı uğraş metodunun sonlandırılması kararları bildirildi.
CANLI YAYINDA OLAY İDDİA
Gelişme kamuoyuna geniş yankı uyandırırken katıldığı TGRT canlı yayınında süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunan AK Partili Şamil Tayyar, AK Parti’ye yakın kaynaklardan derlediği kulis bilgilerini aktardı. Tayyar, tahlil sürecinin muvaffakiyetle sonuçlanması halinde DEM Parti’nin AK Parti, MHP ve Büyük Birlik Partisi’nin akabinde Cumhur İttifakı’nın dördüncü bileşeni olmasının yüksek ihtimal olduğuna dikkat çekti.
“SİYASİ PARADİGMALAR BÜSBÜTÜN ALTÜST OLUR”
Tayyar’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu halde; “Sürecin muvaffakiyet katsayısına nazaran çok şey değişir. Başarılı olursa, siyasete yansıması farklı olur. Başarısızlıkla sonuçlanırsa farklı olur. Olumlu tarafından bakarsak, terör bitti ve PKK’nın fesih kararı her tarafıyla uygulanırsa, YPG diye bir şey kalmazsa ve Türkiye bu terör belasından tümüyle kurtulursa, önümüzdeki 2 yılda bu türlü bir huzur tablosunda siyasi paradigmalar büsbütün altüst olur.
“KADROLARINI VE SİYASETLERİNİ ÖCALAN BELİRLER”
Birincisi DEM Parti dönüşür, artık Kandil’in değil direkt İmralı’nın yönettiği bir parti haline gelir. Abdullah Öcalan siyasetin içinde olmaz lakin DEM’i yöneten kişi olur. Takımlarını ve siyasetlerini Öcalan belirler. Bununla birlikte Türk solu ile bir ayrışma başlar diye düşünüyorum. DEM içinden tahlil sürecine ait en sert çıkışlar Türk solundan geliyordu. Türk solunun artık bu saatten sonra DEM’in muhalefet edemeyeceği ve DEM ile birlikte yürünmesi halinde sorun yaşanacağını artık onlar da kabul ediyorlar.
Türkiye Personel Partisi’nin öncülüğünde yeni bir sol cephe oluşturalım halinde konuşuyorlar ve ben bunun hayata geçme ihtimalini yüksek görüyorum. DEM , Türk solundan ayrılır ve o prangadan kurtularak kendine özgü bir parti haline gelir, ipler de büsbütün İmralı’nın elinde olur.
“AK PARTİ VE DEM ORTASINDA PAYDAŞLIK KELAM KONUSU OLABİLİR”
Bu bağ elbette DEM’e yeni bir siyasi durum da kazandırabilir. Tahlil süreci muvaffakiyete ulaştığında, Cumhur İttifakı’nın olasıdır ki yeni bileşeni olma ihtimali yüksektir. Bütün samimiyetimle söyleyebilirim ki, şu ana kadar tahlil sürecinin rastgele bir evresinde, bu süreçle ilgili aşikâr koordinatlar belirlenirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vazife müddetiyle ilgili bir Anayasa değişikliği ya da seçim kararıyla ilgili hiçbir konunun konuşulmadığını biliyorum. Bunun hiçbir halde gündeme gelmediğinin çok net halde altını çizebilirim. Bu tahlil süreci başarıya ulaşır, DEM Parti de Cumhur İttifakı’nın bir bileşeni haline gelirse, kuşkusuz aşikâr bahislerde bir işbirliği ve siyasi paydaşlık kelam konusu olabilir. Bunlar ileride doğabilecek durumlardır.
“İYİ PARTİ, ZAFER PARTİSİ VE TEKRAR REFAH İTTİFAK OLABİLİR”
Bu gelişmeler, CHP’nin gelecekle ilgili siyasi projeksiyonunu büsbütün değiştirir. Zira DEM ile kurduğu bağlantıyla belediyeleri kazanmıştı ve Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili hayallerini süsleyen ana taşıyıcı ögelerden biri DEM olmuştu. Şimdi DEM Parti konum değiştirdiğinde, CHP’ye yeni partnerler gerekiyor. Zira DEM olmadan yüzde 50’yi geçme ihtimali yok denecek kadar azalır ve bu durum CHP’yi, DEM dışında yeni arayışa zorlayabilir. Ben, tahlil süreci nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın milliyetçi cephenin oluşacağını düşünüyorum siyasette. İYİ Parti, Zafer Partisi ve tahminen biraz daha kapsam genişleyerek milliyetçi muhafazakar bir ittifak haline gelebilir Yine Refah Partisi’ni de içerisine alarak.”
