Bayramda sıla-i rahim çağrısı!

Prof. Dr. Reşat Öngören,

“Sıla-i rahim hayatı güzelleştirir, ömrü bereketlendirir!”

Akrabalık bağlarını güçlendirmenin hem kişisel hem de toplumsal hayata getireceği olumlu tesirlere vurgu yapan uzmanlar, bayramların bu özel bağları pekiştirmek için bir fırsat olduğunu belirtti.

Günümüz koşullarında ana-baba ve akrabadan uzak yerlerde hayatını kazanmak durumunda olanlar için bayramların sıla-i rahim ismine bir fırsat olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Reşat Öngören, “Küçük ikramlarla başta anne ve babalar olmak üzere akrabayı ziyaret etmek, büyüklerin hayır duası, küçüklerin sevgisini kazanmak esasen bayramı gereği üzere yaşamak manasına gelir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reşat Öngören, bayramda akrabalar ile hoş bağlantı kurmak yani sıla-i rahim konusunda değerli açıklamalarda bulundu.

Akrabalar ile hoş münasebetler kuranlar ilâhî rahmetten nasiplerini alacaklar

Akrabalık bağlarını yaşatmayı, akrabaların birbirini ziyaret etmesini ve düzgün bağlar kurmasını söz eden sıla-i rahimin, alaka manasına gelen “sıla” ile akrabalık bağı manasında kullanılan “rahim” sözlerinden oluştuğunu anlatan Prof. Dr. Reşat Öngören, “Rahimin sözlükteki karşılığı ana rahmidir. Peygamber Efendimiz Allah’ın şefkat ve merhamet eden manasındaki Rahmân ismiyle sıla-i rahim ortasında bağ kurmuş, akrabalar ile hoş ilgiler kuranların ilâhî rahmetten nasiplerini alacaklarına, ihmal edenlerin ise rahmetten mahrum kalacaklarına işaret etmiştir. Hatta sıla-i rahmin Müslüman olmayan yakın akraba için de geçerli olduğunu vurgulamıştır. ‘Allah, din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlarla uygun alakalar içinde olmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz’ meâlindeki âyetin (el-Mümtehine 60/8) buna işaret ettiğini belirtmiştir.” dedi.

İlişkiyi kesenlerle de akrabalık bağları sürdürülmeli

Hadis-i şerifte sıla-i rahmin Allah’a şirk koşmamak, namaz kılmak, zekat vermek üzere dinin temelini oluşturan kurallarla birlikte anıldığını, bir sahabenin “Beni cennete götürecek bir iş söyler misiniz?” biçimindeki sorusuna Hz. Peygamberin “Allah’a kulluk edip O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın; namazını kılar, zekâtını verirsin ve akrabanı gözetirsin” diye karşılık verdiğini kaydeden Prof. Dr. Reşat Öngören, şöyle devam etti:

“İslam’ı sevgi ile yaşamayı ve yaşatmayı hedefleyen tasavvufun temel prensipleri ortasında ‘incitmemek ve incinmemek’ anlayışı vardır. Buna nazaran insan öncelikle ‘incitmemeyi’ hedeflemelidir. İncitmemeyi başarmak kullar ortasında sevginin doğmasını ve güçlenmesini sağlar. Bununla birlikte karşı taraftan incitici haller geldiğinde, ortadaki sevgi bağlarının kopmaması ismine ‘incinmemeyi’ de başarmak gerekir. Gerçekten rahmet peygamberi efendimiz çok önemsediği sıla-i rahim konusunda, bağlantıyı kesenlerle de akrabalık bağlarının sürdürülmesini; sıla-i rahmin kesilmemesini istemiş, bu konuda karşılık beklenmemesi gerektiğini bildirmiştir. Akrabalar ortasında sevginin artmasına vesile olacağı için yardımlaşma (sadaka) ile ilgili kendisine sorulan bir soruya: ‘Sadakanın en hoşu akrabaya verilendir, zira bunda bir sadaka, bir de sıla-i rahim sevabı vardır’ buyurmuştur.”

Sıla-i rahim hayatı güzelleştirir, ömrü bereketlendirir:

Sevginin olduğu yerde hayatın bedelinin artacağını ve sevginin insanın ömrünü bereketlendireceğini lisana getiren Prof. Dr. Reşat Öngören, “Zira kimi hadislerde sıla-i rahmin ömrü uzatacağı muştusu verilmiştir. Bu çeşit müjdeli haberler üzerine eğilen İslam âlimleri, ‘Allah dilediğini siler, dilediğini sabit bırakır’ meâlindeki âyete (er-Ra‘d 13/39) dayanarak, bir kimse için takdir ettiği ömrü Hz. Allah değiştirerek daha uzun yaşamasını lütfedebilir ya da ‘Allah böylelerine gerisinden dua edecek güzel jenerasyonlar verir’ halinde açıklamışlardır.” diye konuştu.

Bayramlar ve sıla-i rahim…

Günümüz koşullarında ana-baba ve akrabadan uzak yerlerde hayatını kazanmak durumunda olanlar için bayramların sıla-i rahim ismine bir fırsat olması gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Reşat Öngören, “Küçük armağanlarla başta anne ve babalar olmak üzere akrabayı ziyaret etmek, büyüklerin hayır duası, küçüklerin sevgisini kazanmak esasen bayramı gereği üzere yaşamak manasına gelir. Unutmamak gerekir ki uygunluğu artırmak sevgiyi çoğaltır, sevginin canlandığı yerde dayanışma ruhu da güçlenir. Hayatın zorlukları bu biçimde daha kolay aşılabilir. Sevginin çoğalması demek hayatın güzelleşmesi demektir.” biçiminde kelamlarını tamamladı