ULUSLARARASI İktisat Tepesi’nin ‘Global İktisat 5.0: Politik, Ekonomik ve Toplumsal Dönüşüm’ başlıklı ikinci panelini yöneten HSBC Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye CEO’su Selim Kervancı, “İş dünyasının, hükümetlerin, devletlerin en fazla zorlandığı durumlardan bir tanesi, belirsizlik ortamını nasıl yönetecekleri ve bununla ilgili nasıl stratejiler geliştirecekleri olmuştur” dedi.
Capital, Ekonomist ve Start Up mecmuaları tarafından düzenlenen Memleketler arası İktisat Doruğu (UEZ 2025), bu yıl 14’üncü kere Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası başkanlarını ve akademisyenlerini ağırladı.
Zirvenin ikinci panelinde global iktisattaki gelişmeler ele alındı. HSBC Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye CEO’su Selim Kervancı’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin sponsorluğunu, HSBC üstlendi. Selim Kervancı, ‘Global İktisat 5.0: Politik, Ekonomik ve Toplumsal Dönüşüm’ başlıklı panelin açılışında yaptığı konuşmada, bu oturumda çok saygın 3 panelisti ağırlamaktan memnunluk duyduklarını söyledi.
Dünyada farklı gelişmeler yaşandığına dikkati çeken Kervancı, “Bir yandan süratle değişen jeopolitik dinamikler, ekonomik dalgalanmalar, bir yandan teknolojinin getirmiş olduğu inanılmaz değişiklikler var. Bununla birlikte alışılmış ki ticaret savaşları, yükselen gümrük duvarları iş dünyasında epeyce bilinmeyen bir ortam yaratıyor. Aslında şu anda herhalde makul olan tek şey belirsizlik. İş dünyasının, hükümetlerin, devletlerin en fazla zorlandığı durumlardan bir tanesi de belirsizlik ortamını nasıl yönetecekleri ve bununla ilgili olarak nasıl stratejiler geliştirecekleri” sözlerini kullandı.
‘DÜNYA ÇOK SÜRATLİ BİR DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMDEN GEÇİYOR’
Beykoz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve TED Üniversitesi Mütevelli Heyet Lider Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, dünyanın çok süratli bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek, bu sürecin merkezinde süratle gelişen teknolojinin yer aldığını tabir etti.
Han, ülkelerin bu dönüşüme ayak uydurmak ismine stratejiler geliştirmeye çalıştığını, lakin bu süreçte “güven ve endişe ikilemi, süratli tahlil arayışı ve toplumsal adalet beklentisiö üzere üç temel ikilemin ortaya çıktığını vurguladı.
Dünya genelinde inancın giderek azaldığını, buna rağmen kaygıların arttığını belirten Han, “Bu ortamda beşerler süratli tahliller arıyor ve adaptasyon yeteneği ön plana çıkıyor. Lakin süratle değişen trendler, toplumsal itimadı zedeliyor” dedi.
Prof. Dr. Han, önümüzdeki 25 yıl içinde ‘zenginleştirilmiş insanlık’ kavramının hayatımıza gireceğini ve bu dönüşümün sonuçlarının şimdi öngörülemediğini söz ederek, “Bugün hayal üzere görünen birçok şeyin gerçeğe dönüşeceğine dair önemli bir beklenti var. Bu beklenti epeyce gerçek. Lakin birebir vakitte önemli endişeler da kelam konusu. Beşerler, bu dönüşümün bir kesimi olup olamayacakları konusunda dertli. Haksız rekabetin insan vasıflarını dönüştürmesi karşısında, bireyler bu değişimin önünde mi yoksa gerisinde mi kalacakları konusunda telaş taşıyor” diye konuştu.
‘KORUMACILIĞIN KİMSEYE YARARI YOK’
Bilkent Üniversitesi İktisat Kısmı Merkez Bankacılığı ve Finansal Piyasalar alanından Prof. Dr. Ali Hakan Kara ise korumacılığın seviyelerinin çok farklı yerlere gidebileceğini ve parametrelerin çok değişeceğini söyledi. Prof. Kara, şöyle konuştu:
“Şu an yaşananlar bile ekonomiler üzerinde büyük belirsizliğe neden olacak. ABD iktisadı ve dünya da tıpkı formda sakinliğe girebilir. Zira korumacılığın kimseye yararı yok. Türkiye ve gelişmekte olan ülkeler açısından, bu tıp şoklar bizi farklı yollardan etkiliyor. Biri, global büyüme. Avrupa iktisadı zati büyümekte zorlanıyordu. Global ticaret geçen yıldan daha yavaş büyüyecek. Bu yüzden işler ihracatçılar açısından pek uygun olmayacak. Hangi pazara bakarsak bakalım, çabucak hemen tüm bölümlerde Çin rakibimiz. İçerideki gerçek kur durumunu da göz önüne alırsak işler uygun gözükmüyor. Her şey olumsuz değil. Dünyada emtia fiyatlarının düşmesi bizi olumlu etkiliyor. Enflasyonu ve cari açığı düşürmek için katkı sağlayacak. Bu türlü devirlerde portföy yatırımları, şirket birleşmeleri ve satın alımları daha az olacaktır. Lakin Türkiye ortalamanın daha az olumsuz etkilenecek ülkeler ortasında yer alacak. Çok güçlü bir hizmet bölümümüz ve iç pazarımız var. Bütün bu global değişim içinde çok daha uzun planlar yapmamız gerekirken, makroekonomik meselelerle uğraşıyoruz.”
‘KÜRESELLEŞME ÜLKELER VE ULUSLARDA PARADOKS YARATIYOR’
Ekonomist, Danışman ve Muharrir Stephen King, panelde yaptığı konuşmada, globalleşme yaşanan külfetlere değindi. King, şöyle konuştu:
“Küreselleşme bir formda kaçınılmazdı. Daima ilerliyordu teknolojinin de itici gücüyle. Artık biliyoruz ki yalnızca teknoloji ile gidemiyor. Globalleşmenin ilerlemesinden uzaklaştık. Bu şekil tarifeleri 1920’ler, 30’lardan beri görmedik. Savaş kurallarındaki durumları görüyoruz. NATO hayatta kalsın mı kalmasın mı sorgulanıyor ABD tarafından. Askeri alana daha az harcama yapmak ancak özel yatırımları artırmak istiyorlar. Globalleşme paradoks yaratıyor. Ülkeler ortasında, uluslar içinde meselelere neden oluyor. Globalleşme suçlanıyor bu noktada. Yeni dünya nizamı nasıl gelişecek önümüzdeki yıllarda bu meçhul. Doların durumu, sermaye piyasalardaki durum, çok uzun yıllar bu formda bu türlü devam edebilir. Yüksek enflasyon ve düşük büyüme uzun müddet devam edebilir.”
