“Bu ülkede bir gün başörtülü insanların tekrar okula alınmadığı sahneleri görür müyüz?” sorusuna, “Türkiye’de maalesef birtakım siyasi partilerin açıklamaları ve telaffuzlarına baktığımızda, uygulamalarına baktığımızda bu ihtimali görüyoruz. O denli değilse çıksın açıklasınlar” diyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Bakan Tekin’e Özel’den zehir zemberek cevap geldi.
ÖZEL’DEN BAKAN TEKİN’E YANIT: PARTİME ATILMIŞ EN BÜYÜK İFTİRA
Bunun büyük palavra olduğunu belirten Özel, ülkedeki herkesin eğitim garantisinin CHP olduğunu savundu. CHP lideri Özel şunları söyledi: “Bu iktidar yürüyüşünü, bu iktidar yürüyüşünü görenler her türlü saldırıyı, her türlü iftirayı yaparken, dün Milli Eğitim Bakanı olacak o meczup çıkmış diyor ki, çıkmış diyor ki, efendim, iktidar değişirse okullara başörtülü kızların, evlatların girmesi tehlikeye girer. Bu hayatımda duyduğum en büyük palavradır. Partime atılmış en büyük iftiradır.
“BAŞÖRTÜLÜ KARDEŞLERİMİN DE EĞİTİM GARANTİSİ BİZİZ”
Ben bundan 30 yıl evvel, 30 yıl evvel Ege Üniversitesi’nde birileri başörtülü arkadaşlarımızı derse sokmamaya çalışırken onlar için aksiyon yapan, onlarla birlikte hareket yapan, onlar sınıfa girmeden biz de girmeyiz diyen bir genel lider olarak, bu iftiranın karşısında bütün başörtülü kardeşlerime diyorum ki, sizi sömüren, sizi kandıran ve sizin tüm özgürlüklerinizi gençlerle birlikte elinizden alan bu iftiracılarla karşı sizin, örtünen örtünmeyen, herkesin eğitim teminatı de, yeterli bir gelecek garantisi de, daha güçlü, daha özgür bir Türkiye’de yaşama garantisi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarındadır.”
BAKAN TEKİN’DEN DİKKAT ÇEKEN “BAŞÖRTÜSÜ” ÇIKIŞI
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, gazeteci Adem Metan’a verdiği özel röportajda “Bu ülkede bir gün başörtülü insanların tekrar okula alınmadığı sahneleri görür müyüz?” sorusuna cevabıyla gündeme gelmişti.
2007 YILINDAKİ OLAYI HATIRLATTI
Bu ihtimalin telaş verici olduğunu belirten Bakan Tekin, şu ifadelere yer vermişti: ” Türkiye’de maalesef birtakım siyasi partilerin açıklamaları ve telaffuzlarına baktığımızda, uygulamalarına baktığımızda bu ihtimali görüyoruz. Ben söylüyorum mesela, 2007 çok eski bir tarih değil. 2007 yılında eğitim ve öğretim hakkının Anayasal garanti altına alınmasıyla ilgili AK Parti ile birlikte MHP anayasanın 10 ve 42. unsurlarında değişiklik yaptılar.
“BUNUN ÖNÜNE NASIL GEÇECEKSİNİZ?”
Söz konusu bu değişikliği CHP, Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Yani bu Millattan evvel yaşanmış bir olay değil. 2007’de Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları müracaatta CHP diyor ki ‘Siz bugün üniversite öğrencilerine bu hakkı tanıyorsunuz lakin ya yarın devlet memurları, öğretmenler, öğretim üyeleri başlarını örtmek isterse ne yapacaksınız? Bunun önüne nasıl geçeceksiniz?
“ÖYLE DEĞİLSE ÇIKSIN AÇIKLASINLAR”
Bunu söyleyince beni eleştiriyorlar. Çıksın desinler o vakit ‘2007 yılında o denli düşünüyorduk ancak artık o denli düşünmüyoruz’ diye. Bunu açıklasınlar. Ben yazılı evrak üzerinden konuşuyorum. Yani bir öğretim üyesinin, bir öğretmenin başını örtmesi konusunda 2007’deki üzere düşünüyor musunuz? Düşünmüyor musunuz? Münasebetiyle bu türlü bir risk var mıdır? Evet, bu türlü bir risk var tabi ki.”
