Havacılık kesiminin çevresel tesirlerini azaltmak için atılan adımlara bir yenisi daha eklendi. Rolls-Royce ve Alman Havacılık ve Uzay Merkezi (DLR), siyah karbon (is) emisyonlarını azaltmak emeliyle geliştirdikleri yeni kuşak jet motoru teknolojisi duyurdu. Bu yenilik, Rolls-Royce’un Pearl motor ailesine entegre edilerek, daha pak ve sürdürülebilir bir hava nakliyatını hedefliyor. Yeni yanma odası teknolojisi
Yeni teknolojinin temelinde, yanma sürecinde is (kurum) oluşumunu minimize eden özel bir yakıt enjeksiyon sistemi bulunuyor. İs, yakıtın tam olarak yanmaması sonucu ortaya çıkan ince, yapışkan bir toz. Sadece insan sıhhati açısından tehlikeli olmakla kalmayan is, tıpkı vakitte güneş ışığını emerek iklim değişikliğine katkı sağlıyor ve uzun periyodik, ısı tutucu bulutların (contrail) oluşumuna neden oluyor.
Bu sorunu amaç alan Rolls-Royce ve DLR, motorun içindeki yanma sürecini gerçek vakitli olarak tahlil etmek için ileri seviye lazer tabanlı ölçüm teknikleri kullandı. Araştırma sürecinde sadece gaz emisyonları değil, tıpkı vakitte partikül emisyonları da ayrıntılı halde ölçüldü. Bu sayede Rolls-Royce’un gelişmiş simülasyon yazılımı PRECISE-UNS, elde edilen bilgilerle doğrulandı ve daha da güzelleştirildi. Birebir datalar, DLR’nin kendi yazılımı ThetaCOM’un geliştirilmesinde de kullanıldı. Elde edilen bilgiler doğrultusunda da daha hassas ve gelişmiş enjeksiyon sistemi geliştirildi. Çalışmalarda is oluşumunun epey karmaşık bir süreç olduğu ve yanma şartlarındaki küçük değişimlerin bile emisyon seviyelerini önemli formda etkileyebileceği de saptandı. Gelecek projeler kapsamında, DLR’nin İtki ve Yanma Teknolojileri Enstitüleri, sürdürülebilir havacılık yakıtlarının (SAF) is üretimi üzerindeki tesirlerini inceleyecek. Maksat, yeni kuşak yakıt enjektörlerinde püskürtme performansını artırarak daha çevreci motor dizaynlarına taban hazırlamak.
